31 Aralık 2010 Cuma

Kalemin Yürek Postası

Kaç zaman sonra aşkımız depreşti kalemimle meğer ne kadar çok özlemişiz birbirimizi. Niye bıraktım yazmayı neresiydi kırılma noktası bilemiyorum. Şu an bildiğim tek şey var hasret gidermek istiyorum, dertleşmek dert dinlemek istiyorum. Özgürce içimden geldiği gibi haykırmak istiyorum. Dedim ya dertleşmek vakti şimdi …

 Ne çok kelam birikmiş ne yüklerim varmış indirilmeyi bekleyen hammalı olduğum. Nereden başlasak yüreğim anlatmaya, hangi vefasızklıktan, yareden, yareleyenden… Hangi  güzergahına uğrasak elemin, kederin… Hangi umut pınarından sulanıp hangi doyumsuz sevincin tadına varsak  Ve nihayet nerede durulsa fırtınalarımız, gelgitlerimiz. Hangi sevgi koyuna demir atsak bir daha ayrılmamacasına, hangi toprağa kök salsak umarsızca…

Şimdi anlıyorum yüreğim seni ve anlatmak istiyorum her atışında defalarca bana fısıldadığın gerçekleri.

Meğer cennet kokusu alınabiliyormuş dünya darında, Bir gülümse yetebiliyormuş  derdi kederi unutturmaya, bir bakışı hakikaten bedelmiş dünyalara, elini tuttuğu zaman içinin kıpır kıpır oluşu doğruymuş meğer varmış öyle bir aşk,  kaybetme korkusu neymiş öğrendim yüreğim  düşünmesi bile zorken yaşatmasın Rabbim …